Alzheimer’da Yüksek Polifenollü Zeytinyağı Etkisi

Alzheimer’da Yüksek Polifenollü Zeytinyağı Etkisi

Yüzyılın en yaygın sinirsel hastalıklarından biri olan Alzheimer’ın, ortaya çıktığı andan itibaren geri dönülmez bir dejenerasyon olarak devam ettiği herkesçe bilinen bir gerçek. Ancak doğru beslenmeyle, Alzheimer’ın oluşum riskini azaltmak veya ilerlemesini yavaşlatmak mümkün!

Alzheimer, demans yani bunama hastalığının bir varyasyonu olup, günümüzde bu hastalığa yakalanan her üç kişiden ikisinde görülüyor. Dünya genelinde yaklaşık 50 milyon kişide bulunduğu tahmin edilen ve teşhis sıklığı gitgide artan bu nörodejeneratif hastalık, henüz kesin tedavisi olmaması nedeniyle, yaşanabilecek en büyük beyin hasarlarının başında geliyor.

Özellikle de ileri yaştaki insanların korkulu rüyası olan Alzheimer hastalığı, hayatın olabilecek en erken safhalarında doğru bir yaşam şeklinin benimsenmesi ile büyük oranda risk olmaktan çıkıyor. Doğru yaşam şekli denildiğinde ise akla ilk olarak, doğal ve dengeli beslenmenin gelmesi gerekiyor. Peki, yüksek besin değerleri ve özellikle de polifenol içeriğiyle uzmanların en çok önerdiği doğal gıdalardan biri olan zeytinyağı, Alzheimer hastalığında sizce ne gibi etkiler sağlayabilir? Şimdi, konuyu en başından itibaren aydınlatma zamanı! 

1) Alzheimer Neden Olur?

Alzheimer Neden Olur?

İnsan beyni, yaş aldıkça edinilen tecrübeler doğrultusunda sürekli olarak gelişim gösteriyor. Ancak belirli bir yaşa gelindiğinde beyin, belirli bir vadesi olan biyolojik işleyişe bağlı olarak, tam aksine “atrofi” adı verilen bir küçülmeye uğrayabiliyor.

En kısa tanımıyla beynin nörolojik yıkım sonucu kütle kaybetmesi anlamına gelen atrofi, bilhassa da Alzheimer gibi demans hastalıkları ile birlikte daha belirgin bir hale geliyor. Çünkü kişilerde Alzheimer belirtisinin ortaya çıkmasında sadece nörolojik yıkım değil; nöronlar arasında oluşan beta-amiloid adlı peptit plakları da rol oynuyor.

1.1. Alzheimer’a Neden Olan Beta-Amiloid Plakları Nasıl Oluşur?

Beta-amiloid plaklarının oluşumunu, beyinde kendiliğinden bulunan “tau” adlı bir protein türevinin işlevi dışına çıkması olarak açıklamak mümkün. Diğer bir deyişle; hastalığı yaratan etki, bu proteinlerin anormal bir şekilde faaliyet göstererek (hiperfosforilasyon) beyinde toksik etkiye yol açması.

Tau hiperfosforilasyonu, nöronlar arası iletişimin sağlıklı bir gerçekleştirilmesini önlemekle birlikte bu sinir hücrelerinin önce işlevlerini kaybetmesine; sonrasında da yitirilmesine yol açıyor. İlk olarak hafızadan sorumlu olan hipokampüs bölgesini etkileyen bu durum, ardından beynin diğer bölgelerine de yayılarak düşünce bütünlüğünün bozulmasına da sebebiyet veriyor. İşte Alzheimer hastalığının gelişimine yol açan sorunu da tam olarak bu durum oluşturuyor.

2) Alzheimer’ın Önlenmesinde Beslenme Nasıl Bir Etkiye Sahiptir?

Alzheimer’ın Önlenmesinde Beslenme Nasıl Bir Etkiye Sahiptir?

Beslenme, tüm yaşamsal fonksiyonların ideal şekilde sürdürülebilmesi için en temel gereksinim. Ancak burada beslenmeden kasıt, vücudun ihtiyaç duyduğu tüm besin öğelerini günlük olarak dengeli ve eksiksiz bir şekilde alabilmek. Bu sağlanabildiği takdirde, genetik olarak aktarılan hastalıklar hariç, beyin ve diğer tüm organlar işlevlerini ömür boyu daha etkin bir şekilde sürdürebiliyor.

Yapılan bilimsel araştırmalar, biyolojik işleyişin sürdürülmesinde özellikle de antioksidanların önemine sıklıkla dikkat çekiyor. Vücuttaki oksidatif hasarı ve toksin birikimini önleyen bu bileşenler, gıdalarda en çok da fenolik maddeler adı verilen mikrobesinlerde bulunuyor. Fenolik maddelerin en etkili formunu ise her molekülünde birden fazla fenol grubu barındıran polifenoller oluşturuyor. Kısacası; beslenmede yüksek polifenol içeren gıdalara ağırlık verilmesi, Alzheimer da dahil pek çok hastalığı önlemede etkin bir rol oynuyor.

2.1. Alzheimer Tedavisi için Özel Beslenme Disiplinleri Uygulanabilir mi?

Ketojenik diyet ve Akdeniz diyeti gibi yağ tüketimi odaklı beslenme disiplinlerinin, beyin fonksiyonlarının korunmasında olumlu etkiler sağlayabildiği pek çok bilimsel araştırma ile kanıtlanmış durumda. Kişiye özel hazırlanan bu diyet türleri, vücudun ana enerji kaynağı olarak yağ asitlerini kullanmasını amaçlıyor. Böylece karbonhidrat yerine yağları daha fazla işlemeye başlayan bağırsaklar (ve dolayısıyla beyin), hücresel düzeydeki ideal işleyişin sürdürülmesi adına daha güçlü bir yapıya sahip olabiliyor.

3) Zeytinyağı Alzheimer’a Faydalı mıdır?

Zeytinyağı Alzheimer’a Faydalı mıdır?

Daha önceki satırlarımızda, “Polifenol nedir?” sorusunu halihazırda açıklığa kavuşturmuştuk. Öyleyse şöyle devam edelim: Hakiki zeytinyağı, polifenol değeri yüksek olduğu için beyin de dahil olmak üzere tüm vücut fonksiyonları için büyük bir değer taşıyor. Ayrıca yağ odaklı beslenme söz konusu olduğunda, doymamış yağ asidi oranı diğer alternatiflere kıyasla daha yüksek olduğu için düşük risk barındırıyor. 

Özetle; yüksek polifenollü zeytinyağı diğer pek çok sorunla mücadelede olduğu gibi, Alzheimer riskini önleme ve oluşumunu yavaşlatma konusunda da etki sağlayabiliyor. Ancak bu tek başına elbette yeterli değil! Vücut ve beyin zindeliğini korumak isteyen kişilerin, genel anlamda kendilerine en uygun olan verimli beslenme düzenini benimsemeleri gerekiyor. Bunun için de önce gerekli tetkikleri yaptırarak, mutlaka bir beslenme uzmanından yardım alınması şart!

Esenlikle… 

*Bu sayfada yer alan bilgiler, bir hekim ve diyetisyenden alacağınız danışmanlığın yerine asla geçmemelidir.


Kaynaklar:


Daha eski gönderi Daha yeni gönderi