Serbest radikallerin baş düşmanı antioksidanları yakından tanıyarak daha kaliteli bir yaşama ilk adımınızı atabilirsiniz!
Vücuttaki enerji üretim metabolizması karbonhidrat, yağ ve protein bileşiklerini enerjiye dönüştürürken, bu süreçte çeşitli atıklar ortaya çıkıyor. Serbest radikaller olarak adlandırılan bu atıklar, aynı zamanda stres, çevre kirliliği, kötü alışkanlıklar, yanlış beslenme ve kontrolsüz ilaç kullanımı sebebiyle de vücutta birikmeye başlıyor. Bunun önüne geçilmezse, vücutta başı boş halde dolaşan serbest radikaller sorunsuz işleyen hücrelere zarar vererek çeşitli problemlere yol açabiliyor. Söz konusu olumsuz etkileri önleme görevini ise antioksidanlar üstleniyor!
Antioksidan Nedir?
Antioksidan tanımı, farklı fonksiyonlara sahip birden çok çeşidi bulunan ve en genel tanımıyla oksitlenmeyi önleyen moleküller için kullanılıyor. Buna göre, oksitlenmeyi engelleyen her türden kimyasal madde antioksidan olarak adlandırılıyor. İnsan yaşamı için önem taşıyan bu bileşenler iki gruba ayrılıyor: Vücutta üretilebilen antioksidanlar ve gıdaların içeriğinde bulunan antioksidanlar…
Serbest radikallere karşı güçlü bir savunma mekanizması olarak insan vücudunda üretilen antioksidan çeşitleri arasında süperoksit dismutaz, glutatyon, peroksidaz ve katalaz enzimleri yer alıyor. Gıdalar aracılığıyla vücuda alınan antioksidan türleri ise flavonoidler (ile diğer fenolik maddeler), beta-karoten (A vitamini), askorbit asit (C vitamini), alfa-tokoferol (E vitamini), likopen ve koenzim-Q gibi bileşiklerden oluşuyor.
Antioksidan Ne İşe Yarar?
Daha önce de belirttiğimiz üzere serbest radikallerin vücuttan uzaklaştırılması, antioksidanların faydaları arasında başı çekiyor! Antioksidanlar, molekül yapısına göre serbest radikallerle çeşitli reaksiyonlara girerek bu atıkların hücrelere zarar vermesini engelliyor. Böylece etkisiz hale gelen serbest radikaller vücuttan kolaylıkla uzaklaştırılabiliyor. Bu sürecin çok daha verimli ve yeterli olması için ise vücutta üretilen antioksidan çeşitlerine ek olarak, antioksidan besinlerin tüketilmesi büyük önem taşıyor!
Antioksidan İçeren Besinler Nelerdir?
Hangi besinlerin antioksidan özellikte olduğuna değinmeden önce altı çizilmesi gereken önemli bir konu bulunuyor. Antioksidanlar, oksitlenmeyi önleyen moleküller olması sebebiyle raf ömrünü uzatmak adına sentetik versiyonları ile de gıdaların içeriğine ilave edilebiliyor. Fakat sentetik antioksidanların tüketimi, doğal antioksidanların yararlı etkilerine karşın vücutta çeşitli sorunlara sebep olabiliyor. Bu sebeple, tüketilen besinlerin doğal antioksidan içeriğe sahip olması gerekiyor!
Doğal antioksidan içeren besinler sıralandığında, bu listenin başında yüksek fenolik madde ve flavonoid içeriğine sahip olan gıdalar yer alıyor. Bununla birlikte hayvansal ürünler üzerine gerçekleştirilen çalışmalar, bu gıdalarda da antioksidan bulunabildiğini gösteriyor. Özellikle kırmızı yengeç ve karides gibi kabuklu canlıların kabuk kısımlarında varlığı saptanan antioksidan bileşikler, yine de bitkisel gıdalardaki kadar yüksek orana sahip olmuyor.
En Yüksek Antioksidan Düzeyine Sahip Besinler |
|
Besin Maddesi |
Antioksidan Bileşen |
Zeytinyağı |
Fenolik Maddeler, Tokoferoller, Karotenoidler, Klorofil, Oleik asit |
Propolis |
Polifenoller, Flavonoidler vd. |
Domates |
Likopen |
Kayısı |
Likopen, Beta-karoten, A ve E Vitaminleri |
Elma |
Flavonoidler ve Fenolik Asitler |
Çay |
Flavonoidler |
Üzüm |
Resveratrol |
Sarımsak |
Sülfidril |
Kiraz |
Melatonin |
Soğan |
Flavonoidler ve Sülfoksitler |
İncir |
Polifenoller |
Yaban Mersini |
Flavonoidler ve Fenolik Bileşenler |
Güçlü Bir Antioksidan Kaynağı Olarak Zeytinyağı!
Oksitlenme, herhangi bir gıda maddesinin hem bileşen hem de lezzet bakımından bozulmasına yol açan bir süreç. Nitekim bu süreç, devamında insan yaşamına zararlarıyla bilinen serbest radikallerin üretilmesine yol açıyor. Bileşenlerde oksidasyonu başlatan faktörleri ise ısı, ışık, ağır metal ya da oksijen ile temas oluşturuyor. Fakat antioksidan bileşen açısından zengin besinler, tüm bunları kendi içinde tolere ederek oksitlenmeyi engelleyebiliyor.
Yüksek miktarda tokoferol, karotenoid, klorofil ve fenolik madde içeren zeytinyağı da bolca antioksidan barındıran besinlerden biri! Natürel zeytinyağları, zeytinlerin toplanma aşamasından yağın depolanmasına kadarki adımların herhangi birinde, doğal bileşen yapısını bozacak ısıl ya da kimyasal işlemlere maruz kalmıyor. Böylece hiçbir aşamada zarar görmeyen antioksidan bileşenler, bu yağın raf ömrünü ve kalitesini maksimum düzeye çıkarıyor!
Sızma Zeytinyağı Antioksidan Bakımından Daha Güçlü!
Zeytinyağı çeşitleri, bilindiği üzere zeytinin hasat edildiği döneme, olgunluk düzeyine, yağın üretim tekniğine ve içeriğine göre farklı kategorilere ayrılıyor. Tüm bunlar, yağın lezzetine etki ettiği gibi içeriğindeki antioksidan bileşen miktarında da belirleyici kriterler arasında yer alıyor. Öyle ki yapılan araştırmalar, sızma zeytinyağının antioksidan düzeyinin riviera zeytinyağına kıyasla çok daha fazla olduğunu gösteriyor! Ayrıca bu yüksek antioksidan bileşen oranı, sızma zeytinyağındaki meyve aromasının da çok daha yoğun hissedilebilmesini sağlıyor!
Sızma zeytinyağının güçlü antioksidan özelliğinden faydalanmak istiyor, fakat ideal koşullarda üretilmiş zeytinyağını nereden bulacağınızı bilemiyor musunuz? Öyleyse Oleamea Natürel Sızma Zeytinyağı çeşitleriyle vakit kaybetmeden siz de tanışmalısınız!