Şiirlere ve mitolojiye konu olmuş, hatta olimpiyatlarda ödül olarak kullanıldığı bilinen zeytinin ne kadar köklü bir geçmişe sahip olduğu hepimizin malumu. Peki ya siz, lezzetli sofraların olmazsa olmazı zeytinyağı hakkında yeterince bilgi sahibi misiniz? Çok eski çağlara uzanan bu lezzetin gizemlerini keşfetmeye hazırsanız başlayalım!
Sebze yemeklerinin tadını bir üst noktaya taşımak, salatalara lezzet katmak veya kahvaltıda taze ekmeklerin tadını çıkarmak için en keyifli besinlerden biri de zeytinyağı. Yani anlayacağınız, zeytinyağı her sofrada kendine bir yer bulmayı mutlaka başarıyor. Bizler de bu nedenle, zeytinyağının tarihi ve üretim metotlarına ışık tutup tüm inceliklerini bu sayfada bir araya topladık!
1. Zeytinyağı Üretimi İlk Kimler Tarafından, Ne Zaman Yapılmıştır?
Zeytin ağacının tarihinin milattan önce (MÖ) 4000 yılına kadar uzandığı ve ilk kez, Arap Yarımadası’nın güney ila orta kesimlerinin yerlileri olan Samiler tarafından ıslah edildiği biliniyor. Zeytinyağının tarihinin de çok daha eski dönemlere dayandığı düşünülmekle birlikte, arkeolojik kazılarda bulunan en eski kalıntılar MÖ 4000 yılını işaret ediyor.
Zeytinyağına ait en eski kalıntılar olarak bilinen bu bulgular, yazıtlar ve ticaret anlaşmalarını gösteren belgelerin Ege Denizi ve çevresinde bulunduğu biliniyor. Bununla birlikte Kuzey Afrika bölgesinde de çok eski çağlarda zeytinden yağ üretildiğini düşündüren kalıntılar bulunuyor.
2. Zeytinyağı Tarihte Hangi Amaçlarla Kullanılmıştır?
Zeytinin çok eski çağlarda yemeklerin içerisinde, ısınma amacıyla ve hatta temizlik malzemesi olarak kullanıldığı ifade ediliyor. Tıp biliminin henüz keşfedilmediği dönemde, çeşitli bitkilerin kaynatılarak veya yağı çıkartılarak çeşitli hastalıkların tedavisinde kullanıldığı biliniyor. Zeytinin de bu bitkiler arasında görüldüğü ve geçmişte bu amaçla sıkça kullanıldığı aktarılıyor.
3. Zeytinyağının Geleneksel Üretim Teknikleri Nelerdir?
Zeytinyağı üretim sürecinin de tıpkı zeytinin depolanması ve ticareti gibi Akdeniz’de geliştiği belirtiliyor. Girit Adası’nda bulunan arkeolojik kalıntılar geleneksel zeytinyağı üretimi hakkında detaylı bilgiler sağlıyor. Bu bulgular, ilk zeytinyağı üretim yönteminin taş havuzlar içerisinde zeytinlerin ayakla ezilmesi olduğunu gösteriyor. Ayakla ezilen zeytinlerin sonrasında sıcak su içerisinde bekletilmesi sonucunda ise yağı alınıyor. Farklı uygarlıklarda iki taş arasında ezme yönteminin ve sonrasında ise buharla zeytinyağı üretme yöntemlerinin kullanıldığı biliniyor.
4. Zeytinyağı Üretiminde Bugün Hangi Teknolojiler Kullanılmaktadır?
Günümüzde zeytinyağı üretiminde genellikle üç fazlı sistemler kullanılıyor. Zeytinin hasat, kırma, ezme ve yoğurma aşamalarının ardından, gelişen teknolojiler yardımıyla modern santrifüjleme işlemi uygulanıyor. Yani zeytinyağı üretiminde yağın hava ile teması ve oksidasyon olasılığı azaltılarak zeytinin karasuyundan çok daha pratik şekilde ayrılması sağlanıyor. Bu sayede daha uzun ömürlü zeytinyağı üretilebiliyor. Üretim aşamasında farklılaşan bazı noktalar neticesinde zeytinyağı, soğuk sıkım, sıcak sıkım ve filtresiz şeklinde çeşitleniyor.
5. Zeytinyağı için En Uygun Üretim Tekniği Hangisidir?
Zeytinyağı için en uygun üretim yöntemi sadece tek bir aşamadan ibaret olmuyor. Kaliteli ve yüksek besin değerine sahip zeytinyağlarının üretimi için en uygun adımlar, sırasıyla şu şekilde ilerliyor:
5.1. Zeytinlerin Dalından Düşmeden Elle Tek Tek Toplanması
Dalından düşen zeytin oksitlenmeye başlıyor, kararıyor ve oleik asit miktarı istenmeyen ölçüde artmış oluyor. Yüzde 0.8 oranından fazla serbest oleik asit içeren yağlar "natürel sızma" olarak adlandırılamıyor. Bu nedenle "Natürel birinci" ve "natürel ikinci" adını alıyor. Oleik asit oranı arttıkça zeytinyağının tadı ağırlaşıyor, tüketimi zorlaşıyor.
5.2. Hasatla Aynı Gün Üretim Tesislerine Taşınması ve Yıkanarak Arındırılması
Zeytinlerin bekletilmeden taşınması oksitlenmenin önüne geçiyor ve ürünün natürel sızma olmasını sağlıyor. Hasat edilen zeytinlerin ilk 24 saat içerisinde üretime alınması önem taşıyor.
5.3. Ayıklama, Kırma ve Ezme İşlemleri
Zeytinler kırılıyor ve ardından zeytin dışındaki unsurların uzaklaştırılması için dal ve yapraklarından ayrılıyor. Ayıklama işlemi tamamlandığında lifli kısımlar az miktarda soğuk su (27 °C) kullanılarak hamur haline getiriliyor. Bu aşamada kullanılan su posadan daha çok yağ çıkarılmasını sağlıyor. Soğuk su kullanılarak üretim yapıldığında, üretilen zeytinyağı soğuk sıkım olarak adlandırılıyor.
5.4. Santrifüjleme
Bu aşama zeytinyağının kara sudan tamamen ayrışmasını ve depolama ömrünün uzamasını sağlıyor.
5.5. Filtreleme
Filtreleme işlemi uygulamadan da zeytinyağı üretimi yapılabiliyor. Filtresiz zeytinyağları çok yüksek besin değerine sahip oluyor. Çünkü zeytinin posasından parçalar da içeriyor. Ancak tadı çok yoğun olabildiği ve rengi de hafif bulanık olduğu için filtrelenmemiş olan zeytinyağları, genellikle bu gıdanın lezzetini tüm yoğunluğuyla almak isteyenler tarafından çok tercih ediliyor.
5.6. Depolama ve Ambalajlama
Zeytinyağının tat değişimi ve oksitlenmenin önlenmesi adına hava almayan azot tanklarında depolanması gerekiyor. Ardından ürünler, cam şişe veya azot basılmış hava almayan teneke kutulara dolduruluyor. Böylece ambalajlama sonrası ürünün hava alması ve ambalajın materyalle etkileşime geçmesi önlenmiş oluyor.
Oleamea, tıpkı eski çağlarda olduğu gibi zeytinyağının en doğal ve katkısız haline bugün de kolaylıkla erişebilmenizi sağlıyor. Üstelik tamamen temiz içerik farkıyla! Siz de birbirinden kaliteli zeytinyağı çeşitleri ile tanışmak için Oleamea online mağazasını ziyaret edebilirsiniz.