Sofranızda yer vereceğiniz zeytinyağının, öğünlerinizde doğrudan kullanacağınız için haliyle belli kriterlere sahip olması gerekiyor. Peki, hangi zeytinyağı çeşitleri sofralık zeytinyağı olarak nitelendirilebilir? Yanıtı, sayfanın devamında…
Her zeytinyağı çeşidi, zeytinin cinsinden yağın üretim şekline kadar pek çok farklı özelliğe sahip. Bu özellikler kimi zaman değişim gösterse de, zeytinyağının kendisine özgü aromatik tadı ve damaklarda iz bırakan lezzeti hemen hemen aynı kalmayı başarıyor. Kahvaltılıkların üzerine gezdirilen ve kekik ile tatlandırılan zeytinyağı, öğlen ve akşam öğünlerinde ise sıcak/soğuk pek çok tarifin başrolü oluyor. Bu noktada pişirme gerektirmeden doğrudan tüketilebilecek zeytinyağları, “sofralık zeytinyağı” olarak tanımlanıyor.
Fakat aslında zeytinyağı türleri arasında “sofralık zeytinyağı” diye bir çeşit bulunmuyor. Çoğunlukla halk arasında kullanılan bu tanımlama, yemeklere doğrudan lezzet artırıcı olarak ilave edilebilecek zeytinyağlarını ifade ediyor. Pek çok sos ve baharatla eşsiz bir uyum yaratan zeytinyağı, bu noktada yardımcı bir gıda olarak sofralarda da yerini alıyor. Peki, yiyecek ve içeceklere doğrudan ilave edilebilecek olan zeytinyağlarının hangi özelliklere sahip olması gerekir? Gelin, birlikte öğrenelim!
1.Sofralık Zeytinyağı Çeşitleri Nelerdir?
Daha önce de bahsettiğimiz üzere bazı zeytinyağı çeşitleri soslardan yemeklere pek çok tarifte doğrudan kullanılabiliyor. Fakat bu zeytinyağlarının direkt olarak tüketime uygun olup olmadığı, zeytinyağında bulunan serbest yağ asitliği miktarına göre şekilleniyor. İçerisindeki oleik asit miktarının yüzde 2 ve daha az olması durumunda zeytinyağı, yiyecek ve içecekler ile pişirme gerektirmeden, direkt olarak tüketilebiliyor. Oleik asit miktarı yüzde 2’nin altında bulunan zeytinyağı çeşitleri ise bu şekilde tüketim için uygun oluyor. Peki, bu zeytinyağı türleri hangileri?
1.1. Natürel Sızma Zeytinyağı:
Natürel sızma zeytinyağındaki oleik asit değeri 0 ila 0.8 arasında oluyor. Zeytinyağındaki düşük asit dereceleri, aynı zamanda yağın yüksek fenolik bileşenlere sahip olduğunu ifade ediyor. Bu yönüyle en saf zeytinyağı çeşidini oluşturan natürel sızma zeytinyağının tüketimi son derece faydalı bulunuyor. Günde bir tatlı kaşığı çiğ olarak tüketilebilen natürel sızma zeytinyağı, genellikle soğuk tariflerde doğrudan kullanılabiliyor.
1.2. Natürel Birinci Zeytinyağı:
Natürel birinci zeytinyağındaki oleik asit değeri 0.8 ila 2.0 arasında oluyor. Bu yönüyle tıpkı natürel sızma zeytinyağı gibi doğrudan tüketime uygun olan natürel birinci zeytinyağı, sızma zeytinyağına göre daha acı bir tada ve yakıcı bir aromaya sahip oluyor. Natürel birinci zeytinyağı da sıcak ve soğuk tüm tariflere ilave edilerek doğrudan tüketilebiliyor.
1.3. Riviera Zeytinyağı:
Riviera zeytinyağındaki oleik asit değeri ise en fazla yüzde 1.5 olabiliyor. Yüzde 3’ten fazla oleik asit içeren rafine zeytinyağına natürel birinci veya natürel ikinci zeytinyağı çeşitlerinin eklenmesiyle oluşturulan riviera zeytinyağı, bu sebeple düşük bir besin değerine sahip oluyor. Lezzeti de oldukça hafif olan bu zeytinyağı, genellikle sıcak yemekler olmak üzere tüm tariflerde doğrudan kullanılabiliyor.
1.4. Çeşnili Zeytinyağı:
Asitlik derecesi yüzde 2’nin altında olan pek çok çeşnili zeytinyağı çeşidi de çiğ olarak doğrudan kahvaltılarda, soslarda ve salatalarda tüketilebiliyor. Doğrudan tüketilebilen zeytinyağı çeşitlerine (genellikle natürel sızma zeytinyağlarına) bazı bitki, meyve ve sebzelerin eklenmesiyle oluşan çeşnili zeytinyağı, besin değeri bakımından da türüne göre değişiklik gösterebiliyor. Fakat bu zeytinyağı çeşidi, ilave lezzet öğelerinden dolayı diğer zeytinyağlarına kıyasla daha kolay okside olabiliyor.
Oleamea’nın kimyasal işlem uygulamadan sadece fiziksel yollarla ürettiği natürel sızma zeytinyağlarını gönül rahatlığıyla tercih edebilirsiniz. Bu sayede sofralarınızı mis kokulu, yoğun aromalı, aynı zamanda besin değeri yüksek zeytinyağları ile donatabilirsiniz. Şimdiden afiyet olsun!