Zeytinyağı yararlarından dolayı uzmanlarca sürekli ve sık sık önerilse de bu konuda toplumsal olarak daha fazla bilgiye ihtiyaç olduğu açık bir gerçek. Bu dosyamızda, zeytinyağının bilinmeyen faydalarını bilimsel araştırmalardan yola çıkarak tek tek ele alıyor olacağız. Hadi başlayalım!
Bulunduğu şartlar fark etmeksizin her insanın, yaşam kalitesi; daha da önemlisi sağlığı üzerine uzun uzadıya kafa yorması gerekiyor. Alınacak birtakım önlemlerin beraberinde, özellikle de günlük beslenme alışkanlıklarını bu yönde düzenlemek kritik bir önem taşıyor. Çünkü sağlık ve beslenme, bilindiği üzere birbiri ile yadsınamaz ölçüde sıkı bir ilişki sürdürüyor.
İster konunun uzmanı ister tamamen yabancısı olsun, zeytinyağı sağlık denilince hemen herkesin aklına ilk gelen besinler arasında yer alıyor. Ancak şu da bir gerçek ki; zeytinyağının faydası pek çok kişi tarafından bilinmekle birlikte, bunların vücuttaki hangi organ ve sistemler üzerine olduğu hala çoğunlukla soru işareti olmaya devam ediyor. Neyse ki bilimsel araştırmalar, bu konuda insanlığa apaçık yol gösteriyor. Bizler de bu araştırmalardan yola çıkarak, zeytinyağını neden tüketmeniz gerektiğini bir bir inceledik ve tüm güçlü sebepleri sizler için bir araya getirdik!
1) Tekli Doymamış Yağlar Açısından Zengindir
Doğal zeytinyağı, zeytin ağacının meyvesi olan zeytinlerden sıkılarak elde ediliyor. Bu yağ zengini meyveler, sadece yüzde 14 ila 15 oranında doymuş yağ içerirken en az yüzde 84 oranında tekli ve çoklu doymamış yağ ihtiva ediyor. Bunların yüzde 67 ila 73’ünü ise oleik asit adı verilen tekli doymamış yağ çeşidi oluşturuyor.
Oleik asit hakkında yapılan araştırmalar, bu yağ asidinin vücuttaki iltihabı azaltma etkisinin olduğunu ortaya koyuyor. Tekli doymamış yağlar ayrıca yüksek ısıya karşı da güçlü bir mukavemet gösteriyor. Bu nedenle sızma natürel ve organik zeytinyağı çeşitleri, bilinenin aksine yemek pişirmeye en uygun yağ çeşitlerinden biri olma özelliğini taşıyor.
2) Antioksidan Deposudur
Her bitkisel gıda gibi zeytin meyvesi de rengini, kokusunu ve tadını fenol adı verilen bileşenlerden alıyor. Bu bileşenlerin bitkisel gıdalarda en yüksek antioksidan değerine sahip fitokimyasallar olduğu biliniyor. Fenolik maddelerin en kompleks yapılı halini de çoklu fenol zincirlerinden oluşan polifenoller oluşturuyor.
Zeytinyağı, yüksek miktarda polifenol içermesi bakımından antioksidan yönünden de oldukça zengin bir içerik barındırıyor. Üstelik zeytinyağının içerdiği antioksidanların yüzde 100’e yakını vücutta etkin olarak kullanılabiliyor. Bu antioksidanlar biyoaktivite bakımından güçlü olup, vücudun oksidatif strese ve pek çok kronik hastalığa karşı dirençli olmasını sağlıyor.
3) Antienflamatuar Özelliğe Sahiptir
Vücuttaki enflamasyonu yani iltihabı önleyici bileşenler içermesi, zeytinyağının faydaları arasında gösterilen en önemli özelliklerinden birini oluşturuyor. Aslında antienflamatuar etkilere de antioksidanlar aracılık ediyor. Özellikle de bu antioksidanlardan biri olan oleocanthal, iltihap karşıtı olarak kullanılan son derece bilindik bir ilaç ile benzer şekilde çalışıyor.
Araştırmacı bazı bilim insanları 50 mililitre zeytinyağının, bu ilacın yetişkin dozunun yüzde 10’u ile benzer bir etkiye sahip olabileceğini öne sürüyor. Araştırmalar ayrıca, zeytinyağındaki başlıca yağ asidi olan oleik asidin, C-reaktif protein (CRP) gibi önemli iltihap belirtilerinin seviyelerini de azaltabileceğini düşündürüyor.
4) Felç Riskini Azaltmaya Yardımcı Olur
Felç denilen durum, beyne giden kan akışının bir pıhtı veya kanama nedeniyle bozulmasından kaynaklanıyor. Zeytinyağı ve felç riski arasındaki ilişkiyi 14 bin kişi üzerinden kapsamlı bir şekilde inceleyen bilim insanları, zeytinyağı tüketenlerin tüketmeyenlere göre çok daha düşük felç riski altında olduğunu belirtiyor. 841 bin kişi üzerinde yapılan farklı bir araştırma, zeytinyağının tekli doymamış yağ kaynakları arasında felç riskini düşürmeye yardımcı olan tek gıda olduğunu ortaya koyuyor.
5) Kalp Dostudur
Geçmişte yapılan pek çok gözlemsel araştırma, Akdeniz ülkelerinde kalp hastalığının daha az yaygın olduğunu gösteriyordu. Bu da bilim insanlarını, günümüzde kalp hastalığı riskini önemli ölçüde azalttığı belirtilen Akdeniz diyeti hakkında araştırmalara yöneltti. Yapılan düzinelerce araştırma, bu diyetin temel bileşenlerinden biri olan zeytinyağının kalp üzerinde güçlü pozitif etkileri olduğunu gösteriyor.
Zeytinyağı, yüzde 0 oranındaki kolesterol içeriğiyle damarlarda pıhtılaşmanın önlenmesine katkı sağlıyor, kötü kolesterolün düşürülmesine yardımcı oluyor, enflamasyonu azaltıyor ve hatta kan basıncını da düşürüyor. Öyle ki başka bir çalışmaya göre de zeytinyağı, tansiyon problemi olarak kişilerin ilaç ihtiyacını yüzde 48 oranında azaltabiliyor.
6) Kilo Alma ve Obezite Riski Düşüktür
Bir gram karbonhidratın kalori değeri yaklaşık 4 iken, türü fark etmeksizin bir gram yağ 9 kalori içeriyor. Bu nedenle aşırı miktarda yağ tüketmek, bazı istisnalar hariç pek çok durumda kilo alımına neden oluyor. Ancak çok sayıda çalışmaya göre, zeytinyağı açısından zengin Akdeniz diyeti vücut ağırlığı üzerinde olumlu etkilerle ilişkilendiriliyor.
7 binden fazla İspanyol üniversite öğrencisi üzerinde yapılan 30 aylık bir inceleme, çok fazla zeytinyağı tüketmenin kilo artışı ile bağlantılı olmadığını gösteriyor. Zeytinyağı açısından zengin bir diyet uygulayan 187 katılımcıyla yapılan üç yıllık bir başka çalışma ise, bu beslenme şeklinin kandaki antioksidan düzeylerini artırmakla birlikte kilo kaybı ile de bağlantılı olduğunu sergiliyor.
7) Alzheimer Hastalığına Karşı Savaşabilir
Yapılan önemli araştırmalardan biri, zeytinyağındaki bir maddenin beyinde oluşan ve Alzheimer’a yol açan beta-amiloid plaklarını azaltabileceğini gösteriyor. Bir başka spesifik çalışma ise zeytinyağı açısından zengin Akdeniz diyetinin, beyin fonksiyonlarının ideal işleyişine fayda sağladığını ortaya koyarak bunu destekliyor. Ancak bu noktada, zeytinyağının Alzheimer üzerindeki etkisi hakkında araştırmaların henüz yeterli görülmediğini de peşinen söylemek gerekiyor.
8) Tip 2 Diyabet Riskinin Önüne Geçer
Hem gözlemsel çalışmalar hem de klinik araştırmalar, Akdeniz diyeti ile birlikte zengin ve düzenli zeytinyağı tüketiminin tip 2 diyabet riskini azaltabileceğini gösteriyor. Bu alanda yürütülen bazı çalışmalarda zeytinyağı, yapılan tespitler üzerine kan şekeri ve insülin duyarlılığına karşı olumlu etkilere sahip bir besin olarak tanımlanıyor.
Yakın zamanda 418 bireyde yapılan randomize bir klinik çalışma daha, zeytinyağının tip 2 diyabete karşı koruyucu etkilerinin olduğunu doğruluyor. Bu çalışmaya göre, zeytinyağı açısından zengin bir Akdeniz diyeti, tip 2 diyabet riskini yüzde 40'ın üzerinde azaltabiliyor.
9) Kanser Riskine Karşı Koyabilir
Akdeniz ülkelerindeki insanların bazı kanser türlerine yakalanma riskinin daha düşük olması, birçok araştırmacıya bunun nedeninin zeytinyağı olabileceğini düşündürüyor. Çünkü antioksidanlar, kanserin önde gelen itici gücü olduğuna inanılan serbest radikallere bağlı oksidatif hasarın azaltmasında rol oynuyor. Tüm bunlar, antioksidan zengini bir besin olan zeytinyağının bu doğrultuda kanser hücreleriyle de savaşabileceğini gösteriyor. Ancak yine de bunu netleştirmek adına daha fazla araştırma yapılması gerektiği belirtiliyor.
10) Eklem Romatizması Tedavisine Yardımcı Olabilir
Eklem romatizması, tıptaki adıyla romatoid artrit, eklemlerin deforme olmasına ve ağrımasına yol açan bir otoimmün hastalık çeşidini oluşturuyor. Kesin nedeni tam olarak anlaşılamayan bu hastalık, bilinene göre bağışıklık sisteminin yanlışlıkla normal hücrelere saldırması sonucu gerçekleşiyor.
Bu alandaki araştırmaların sonuçlarına göre zeytinyağı, oksidatif stresi azaltması ve enflamatuar belirteçleri iyileştirmesi bakımından romatoid artrit hastalığındaki şikayetlerinin azalmasına yardımcı olabiliyor. Farklı bir araştırma ise zeytinyağının, özellikle de bir diğer güçlü omega-3 kaynağı olan balık yağı ile birlikte kullanıldığında bu etkisinin daha da arttığını gösteriyor.
11) Antibakteriyel Özelliğe Sahiptir
Zeytinyağı, zararlı bakterileri engelleyebilen veya öldürebilen birçok besin öğesi içeriyor. Bu bakterilerden birini de midede yaşamakta olan Helicobacter pylori' oluşturuyor. Test tüpü çalışmaları, zeytinyağının, bu bakterinin üçü antibiyotiklere dirençli olmak üzere sekiz türü ile savaştığını gösteriyor.
Yine farklı bir araştırma, günlük 30 gram zeytinyağı tüketiminin iki hafta içerisinde insanların yüzde 10 ila 40'ında Helicobacter pylori enfeksiyonunu ortadan kaldırabileceğini öne sürerek bunu doğruluyor.
12) Ruhsal Dengeyi Güçlendirmeye Yardımcı Olur
On yıllar içerisinde yapılan kimi çalışmalar, Akdeniz tarzı diyetlerin depresyon sürecini atlatmaya da yardımcı olabileceğini öne sürüyor. Bu çalışmalardan birinde, zeytinyağı içeren 12 haftalık bir Akdeniz diyetinden sonra katılımcıların yüzde 30'unda orta ve şiddetli depresyon belirtilerinin hafiflediği kaydediliyor.
Ek araştırmalar da aynı şekilde; zeytinyağındaki yağ asitlerinin merkezi sinir sisteminin korunumuna yardımcı olduğunu, sinirlerin düzgün çalışmasına katkı sağladığını ve ruhsal olarak iyi hissetmeyi sağlayan nörotransmitter serotonin düzeylerini artırdığını gösteriyor.
14) Kemik Gelişimini ve Korunumunu Destekler
2018 yılında yapılan bir araştırmada, zeytinyağı tüketimi yüksek olan kadınlarda kemik yoğunluğunun arttığı belirtiliyor. Söz konusu araştırma, katılımcıların ek kalsiyum ve D vitamini alımı da hesaba katılmış olmasına rağmen bu sonucun geçerli olduğunu ortaya koyuyor. Zeytinyağının içerdiği antienflamatuar polifenollerin, kemik yıkımını önlemeye ve kemik oluşumunu teşvik etmeye yardımcı olan mekanizmaları tetikleyebileceği düşünülüyor.
15) Bağırsak Mikrobiyomunun Korunmasına Katkı Sağlar
Araştırmacılardan bazıları, yaptıkları incelemelerin sonuçları doğrultusunda günde yaklaşık 1,5 yemek kaşığı zeytinyağı tüketmenin bağırsaktaki sağlıklı bakteri popülasyonunun artmasına yardımcı olduğunu belirtiyor. Buna göre zeytinyağının içerdiği polifenollerin, gastrointestinal yolların iltihaplanmasını azaltabildiği ve yararlı bakterilerin büyümesini teşvik edebileceği düşünülüyor.
16) Bağışıklığın Korunmasına ve Güçlenmesine Yardımcı Olur
Yapılan bir araştırma, her gün 3 yemek kaşığı zeytinyağı tüketmenin vücuttaki yabancı istilacılara saldırmakla görevli T hücrelerinin büyümesini ve aktivasyonunu desteklediğini ortaya koyuyor. Aynı araştırmaya göre; eşit miktarda mısır yağı, tereyağı veya soya fasulyesi yağı tüketmenin böyle bir etkisi bulunmuyor. Bu da doğal zeytinyağının, sık tüketilen yağlar arasında açık ara farkla en tercih edilebilir seçenek olduğuna ayrıca dikkat çekiyor.
Sorumluluk Reddi Beyanı: Bu içerik, uzmanlar tarafından kaleme alınmış makalelerden derlenerek Türkçeye uyarlanmıştır. Kaynak olarak kullanılan makalelerde tümüyle bilimsel araştırmalardan faydalanılmıştır. Bu sayfadaki sağlığa yönelik hiçbir bilgiden Oleamea markası sorumlu değildir. Söz konusu bilgilerden yola çıkarak, zeytinyağı tüketimini kendi kararınıza göre asla ilaç tedavisi yerine tercih etmemelisiniz. Günlük zeytinyağı tüketiminiz hakkında muhakkak hekiminize danışmalısınız.
Kaynaklar: